B u çalışmalarımın, yayınlanmadan önce bazı bölümlerini tartışmayı ve eklemek istenilen, unuttuğum ,bilmediğim bazı sözcükleri de sizlerden öğrenebileceğimi düşündüm. Bir tane bile yeni sözcük bulursam sevineceğim.
Kalıcı ve önemli olması için önerileriniz ve eklemeleriniz çok yararlı olacaktır.
Aşağıdaki satırlarda ''GÖRELE AĞZI SÖZLÜĞÜ' nün A ‘ dan G ye kadar başlayan sözcüklerini göreceksiniz.
Sözcüklerin farklı anlamlarına ve bu harfler ile kullanılan ve burada unutulmuş, ya da bilemediğim sözcükler için ilavelerinizi bekliyorum.
Görele ağzı ile ilgili kitabımın gecikmesinin bir nedeninin de transkripsiyon (ÇEVİRİYAZI) işaretlerinin basımındaki güçlükler olduğunu da belirtirim.. Yöremize has ses ve anlatım özelliklerinin yazıya dökülmesi için mevcut alfabemiz yeterli değil. Örneğin e harfi normal ve kapalı e olarak iki şekilde kullanılıyor. Nazal ne denilen n harfinin Görele ağzındaki söylenişini yazıya aktarmak normal alfabe ile olanaksız. Bu yüzden transkıripsiyon harflerine ihtiyaç var.
Eleştiri ve önerilerinizi bekliyorum. Ayrıca burada yazılan sözcükler kitaplaşırken özel işaretlerle söylendiği gibi yazılmaya ve ağızda kullanılan şekilde okunması için gayret gösterileceğine de dikkatinizi çekerim.
AGA :Küçük kardeş veya kardeş.Sevgi belirtmek için de kullanılır.
ABA :Abla,yada kendinden büyük bayana söylenen hitap sözcüğü.
ABA-ZIPKA :Bir çeşit mahalli giysi.Zıpkanın pantolonu, baldırlar geniş dizden aşağısı dardır.
ACA : Acaba!
ACCUK :Azıcık,çok az.
ABUL,ABRUL :Nisan
AFGURMAK : İstenmeyen şekilde bağırmak,beğenilmeyen sözlere karşılık hayvan sesi nitelemesi yapmak. ‘’AFGURMA,FENA YAPARIM’’
AFUR :Ahır,hayvan barınağı.
AĞAZA GİTMEK :Geceleyin lüks lambası ve CEMEK denilen aletle çıkılan balık avı.
AĞILTI :Sulandırılmış ayran.
AHACUK :İşte,burada...
AĞDA Pekmezin üzerinde biriken sarı ile kahve rengi arası tabaka.Özellikle dut pekmezinde olur.
ALAF :Sık örtülü bitki yaprakları . ''Al eline girebi ,kalk gidelim alafa'' Hayvanlara yedirmek için kesilen yeşil yapraklı küçük dallar.
ALAMUK :Bunaltıcı sıcak hava.Genellikle nemin az olduğu ,Güneşin kapalı olduğu havalar için söylenir.
ALAVUZ :Yılışık,sözden anlamayan,arsız.
ALIŞMAK :Tutuşmak,alev alev yanmak. ''Ali amcanın sapotluğu alışmış,...''
ALDAŞ :Şaşırtmak,çalımlamak,yanıltmak.
ANDAL :Bataklık,bulanık gölcük.''Andalda çok sazan balığı varmış.''
ANDIR :Hoş olmayan,sevilmeyen ya da istenmeyen şeyler için söylenir. ''Andır galsın sevdalık''.
ANNAK :Görülebilen uzakça yer.
ANNAKLAMAK :Yüksekçe bir yerden çevreyi kolaçan etmek.''Git bir annakla bakiim aşamahallede kimse varmı''
ANUK :Nane
ARDAF : Terbiyesi,eğitimi olmayan,yüzsüz kimse.
ARI : (ilk a uzun) Yön belirtir.’’gırandan aarı ‘’
ARUK :Beyazlamış,rengi solmuş.
AŞGANA .Mutfak.
AŞAK :Yün eğirmede kullanılan EĞERCEK'in alt kısmındaki yuvarlak parça.bk.''.Domuzaşağı.''
ARDİYE :Sonuncu,özellikle çocuk oyunlarında '' sen sift ben ardiye '' şeklinde kullanılırdı.
ATDAMAK : Sık bitkilerin ve özellikle fındık ocaklarının ayıklanması işi.(AYIKLAMAK)
ATBİBERİ : Bir çeşit yeşil ot.Özellikle dere kenarlarında yetişir.
ATİŞLİK :Mutfakta ateş yanan yer,ocak başı.
AVU : Orman gülü bitkisi.Görele civarında geniş bir yörede yetişir,odunluk olarak da değerlidir.Avu ve Saravu adlı iki çeşidi sık görülür.
AVUZ :İnek doğurduktan sonraki bir kaç gün içindeki sütten yapılan pelte.
AŞAM :Akşam.
AŞAMCAK :Akşam olduğu zaman. ''aşamcak camide görüşelim'''
AYAMAK :Fidanları budayıp düzetmek,ayırmak.
AYDAŞ :Küçük çocuklara tacizde bulunan yaşlı kişi
AYAMA AD .Takma ad.
BAĞA :Bana ‘’orağı bağa ver’’
BAĞLAK :Kara denizde eğimli arazilerde ,araziyi düzeltmek için yapıla küçük setler.
BALDIRAN :Ağaçlık yerlerin altlarında yetişen ve sapları pişirilerek yenen bir bitki.
BANDIK : Mısır tarlalarında mısırların diplerinde yetişen yeşil ot.Yemeği de yapılır.
BAZLAMA :Buğday unundan Sac üstünde yapılan bir çeşit çörek.
BAÇA : Fındık bahçesi.
BASUK :Kısa boylu,cüce. Genellikle kısa bolu topluca hanımlara ,olumsuz sözler söylenirken kullanılır.
BAYAK :Demin,biraz önce.
BANIM :Bir parça ekmekle yenilecek kadar.
BAKIRAÇ : Bakırdan veya alüminyumdan yoğurt kabı.
BARABELLÜ Parapellum,tabanca.
BATMAN : Ağırlık ölçüsü.
BEK :Hızlı ,sert,katı.
BEKİTMEK .Hızlıca vurmak.''kafasına odunu bekittim''
BELERTMEK :Gözünü irice açmak,sevimsizce bakmak.
BEZENE :Bezelye.
BERİNNEMEK :Uykudan irkilerek uyanmak.''yaylanın çimeninde oturdum serinnedim.Bayan geçti yanımdan uykuda berinnedim.''
BILDIR :Geçen yıl.
BIZIK : Koşma,sıçrama.
BIZIKLAMAK : Sıçrayarak koşmak.Özellikle baharda otlamaya çıkan genç danalar bızıklayarak koşar.
BİLE : Birlikte
BİLECAN :Falcı,kayıp bilen ,geleceği bildiği söylenen.
BİLLEMEK : Biriktirmek,bir araya getirmek.
BİLEKİ :Ekmek kabı,mısır ekmeği pişirilen içi oyuk taş.
BOSTAN :Hıyar,salatalık.
BOĞUSAK : Çiftleşmek isteyen hayvan.
BÖĞÜLCE .Börülce,fasulye.
BÖCÜK :Böcek.
BOKUÇ :Küçük,yuvarlak taşlarla oynana oyun.
BÖÖN :.Bugün
BUCAKLIK :Mutfak,yemek yapılan yer.
BUN :Sıkıntı
BUYMAK .Üşümek
BÜRÜNCEK .Baş örtüsü.
BOYUNA .Sürekli,devamlı
CAMADAN : Yün ve kıldan dokunan desenli sırt çantası
CAPLAMA : Bahçe kenarlarına yapılan ağaçtan engel. Genellikle yarılmış ağaç kullanılır.
CAHT ETMEK : Bir konuda sonuna kadar direnip,yapmak.
CAMIŞIĞI :Camlı gaz lambası.
CAYDAK :Çıplak,örtüsüz.
CANAK :Sağanak yağmur
CECİM : Kilim
CERLEMEK :Bağırmak,azarlamak
CEMEK : Geceleri derede balık avlamak için yapılmış alet.uzun bir sopanın ucunda ağzı çatallı bir alet
CEMBER .Baş örtüsü.Keşan’ın altına giyilir.
CEMİLE .Camdan bilye.
CENNİK :Yayla olmayan,yerleşim yeri. ‘’yayla ,cennik bir oldu’’
CIDIK :Kuş avlamak için yapılan tuzak
CIBACI :Ot yatağa doldurulan kuru ve küçük otlar.
CIFDIR : Becerikli
CIBBAN : Alkış
CIBARTMAK :Kesilmiş ağaç dallarının küçük yan dallarını tek tek kesmek.
CIBARTDAMAK :Bahçelerdeki zararlı ve lüzumsuz bitkileri ayıklamak.
CIMBIŞ :Eğlenceli
CIRITTA : Kızgın yağda pişirilen hamur tatlısı
CIRMAK: Pençe
CINGAN .Çingene
CIVIZ : Oyunbozan
CIBIL : Derin olmayan su,dibi görünen
CIYMUK :Çatal
CİCİK : Meme
CİNİBİZ :Kurnaz,üçkağıtcı
COLAP :Üzüm,dut gibi meyvelerin haşlanmış posası.
CÖBRE : Colap’ın süzülmüşü
CUHAR :Fındık zamanı görülen humma gibi bir hastalık.
CUKHARLAMAK : İshal ve ateşle hasta olmak.
CÜCÜK : Yavru kuş veya kümes hayvanı
ÇABULA :Bir çeşit ayakkabı
ÇANGAL :Özellikle fasulyeye dikilen uzun sopa.
ÇAYTAK :Aksayarak yürüyen
ÇARA : Döllenme zamanı hayvandan gelen sıvı.
ÇATMA :Ahşap evlerde iki odayı ayırmak ta kullanılan tahta perde
ÇAKAL YAĞMURU :İnce ince yağan yağmur.
ÇAKILDAK :Dere kenarında ufak taşlar..Olmamış meyve için de kullanılır
ÇARUK :Çarık
ÇALPAMAK :Çalkalamak,karışmasını sağlamak.
ÇATMAK :Kavga etmek için,laf söylemek.
ÇAŞU :Çarşı
ÇARPI :Özellikle ceviz dökmeye yarayan uzun sopa
ÇAVMAK :Güneş doğmak
ÇEBİÇ : Küçük keçi
ÇEÇ :Kabuğundan soyulmuş fındık
ÇEKMEN :Başa takılan üstlük.’’yağmur yağıyu ,yağmur.Al başına çekmeni’’
ÇEF :Bir çeşit bodur bitki
ÇELLEMEK .Üşümek
ÇENTİ :Küçük bez çanta
ÇENCİK :Kapı mandalı
ÇENTEMEK :Yontmak
ÇIRAKMAN : Yarmaçaların korunması için yapılan yığın,üzerine lamba konulan tabla.
ÇIKMAĞINA GETİRMEK : Denk getirmek.’’çıkmana getürdü,avladı’’
ÇINGIL :Bir cins erik
ÇIĞIRMAK : Bağırıp feryat etmek.
ÇIRTLIK KUŞU .Serçeye benzer küçük kuş
ÇIRPMAK .Budamak
ÇITLAK : Ateş parçası.kor
ÇITIRUK :Bir cins ağaç
ÇITIL : Kurumuş,karışmış bitki örtüsü.Dolaşmış ip
ÇILPAN : Şamar,tokat
ÇİT :Ev önündeki tarla
ÇIRNIK :Küçük boyda kayık
ÇINAMAK : Çiğnemek
ÇORT :Dikenlik
ÇOMURTMAK :Koparıp sıkmak
ÇÖĞÜR .Mısır sapı
ÇÖTÜRE : Sepet
ÇUL TAKMAK .Oyunda el kazanmak
ÇÖPÜR :.Keçi kılından yapılan çorap,torba
ÇÖTEN :Örülmüş çubuktan mısır deposu,dereye yapılan balık tuzağı
ÇÖTÜRE .Sepet cinsi
ÇOTANAK : Birkaçı bir arada fındık (topur)
ÇINAMAK :Çiğnemek ,üzerine basıp ezmek.’’Çocuğu araba çığnamış’’
ÇI-ÇI ÇIIRMAK : Avaz avaz bağırmak
DALDA :Yağmurdan korunmalı yer.
DARI :Mısır
DALAMAK : Köpekleri avlarını parçalamaya alıştırmak.Bir anda ısırıp kaçmak.
DASTAR :Bir cins dokuma yer örtüsü.Kilim
DADDUK :Tatlı,şekerli
DAVUN :Veba. ‘’Davun ye’’,diyerek azarlama anlamında da kullanılır.
DAYANÇI Payanda,destek
DEBERTMEK :Karıştırmak.
DEĞMEN :Değirmen.
DEPEBIZIK .Takla
DEPÜK :Islak olmayan,temiz yer.
DEYDAA :İşte orda. (deyha)
DEKMÜK :Tekme.
DIBIÇ : Meyvenin sap kısmı. Kıç .Ayrıca hakaret sözü olarak ta kullanılır.’’dıbıç ağızlı’’
DIGIL :Yavaşça
DIGILLAMA :Bilye oyununda eğimden istifade yavaşça yuvarlama.
DINGIL :Bir sapa bağlı ve sallanan eşya ya da bitki.
DIRMAÇ :Yün ve kıldan yapılan ve yük taşımakta kullanılan genişçe ip.
DIBIR :Kıç
DIVILDAK :Küçük yuvarlak meyve veya yumru sebze. ‘’elmalar dıvıldak’’
DİBEK :Bulgur yapılan içi oyuk taş.
DİBLE :Çeşitli sebzelerden yapılan yöresel yemek
DİM :Bir çeşit bilye oyunu
DİKİN :Fındık fidesi
DİZLİK :Don
DİŞE : Değirmen taşının çentikleri
DİŞEMEK .Değirmen taşını çekiçle çentikli hale getirmek. ‘’değirmen döne döne ,yidiya dişesini ‘’
DİNELMEK .Ayağa kalkmak
DOBİÇ :Kısa boylu şişman
DOMAL .Barbunyaya benzer fasulye
DOMUZAŞAĞI :Kökleri zehirli ve yuvarlak bir bitki.Bazen balık avlamakta kullanılır
DONAM :Balıkçılıkta takım
DOMBAK .Kestane.Kaba içi boş
DOZİRİK :Cevizin içi oyularak yapılan fırıldak
DÖŞEME :.Bir cins lahana yemeği
DÖNDERME : .Hamsi ve fasulyenin tavada mısırla yapılan kızartması
DÖNEK :.Derelerde özellikle derin yerlerde suyun anafor yaptığı yer
DÜDEK .Olgunlaşmamış meyve.Meyveleri patlangaçta kullanılan bitki
DÜVE :Genç inek
EBRÜK : Yıpranmış
EBRÜMEK :Yıpranmak,eskimek
EĞEN :Gövde,Üst -baş
EBE :Büyük anne,nine.Doğum yaptıran kadın
ECÜNNÜ .Cin
EGEZLENMEK .Gırgıra alınmak
EĞERCEK :Yün eğirme aleti
EKENEK :Ekilecek,ekilmeye elverişli yer,tarla
EKMEK ETMEK .Ekmek yapmak
ELAVI : Çıplak elle yapılan balık avı
ELAVINA :El yordamı ile
EMEN .Kale,nokta. ‘’Haşim ! emeni bekle’’
ELMEK :Bir elin aldığı kadar,tutam
ENEKE Oyunda kullanılan bir terim.
ESSAH : Sahi,gerçek
EHEM :Küs olunan kişi
EME :Ama
ERİNMEK :Canı yapmak istememek.
EVMEK :Acele etmek.
EŞGÜN :Yaşlı,kart
EŞMEK :Kazmak
EŞÜN : Mısır ekmeğini çevirmede kullanılan saplı alet
EVCÜK :Çocuk oyununda ev
EVZA :Kibrit
EYLENMEK : Mola vermek. ‘’bıraz elen ,yoruldum’’. Y harfi belli belirsiz söylenir.
EYVERMEK :Çağırmaya karşılık,sesle yanıt vermek. ‘’çariim çaariim,bi eyvermiyu’’
FAŞIRTI .Su sesine benzer ses,parazit
FAKIRTI : Gürültü
FAKIFAKI : Kaynayan suyun sesi
FASIRATMAK .Sokmak,delmeye uğraşmak
FERİK :Genç tavuk
FERİK ELMASI :Bir cins elma
FER :Işık
FEŞEL :Yaramaz,afacan
FIRAKLI :Çubuktan örülen engel,korumalık
FİNNURİ :Camsız petrol lambası
FIŞIRTMAK .Fırlatmak,uzağa atmak
FIŞGI : Bok,dışkı
FİDİL .Küçük fidan,lambanın fitili
FİLİSBİT :Ağzına kadar dolu (çuval,şelek)
FOLTAK .Gevşek,bol
FÖSÜK :Konuşurken anlaşılmayan kimse,bozuk konuşma
FODUL :Dik kafalı,itirazcı
FOL :Yumurtanın kümeste sürekli duranı
GABALAK :Bir cins geniş yapraklı ot
GABAN :Taşlı topraklı,bayır tarla
GABARTDAK .Yeşil düdek halinde incir.
GABİYET :Kabahat,suç
GALEMLİK : Baca
GALUK .Evde kalmış
GAKMAK :Kalkmak
GAMİT .Olumsuzluk anlatan takma ad
GAMBALAK :İri toprak veya taş parçası
GAMBAK :Çıplak,kel ‘’gambak gafalı adam’’
GANDAK : Özensiz dikiş,teğel
GANDAKLAMAK .Tutturmak,teğellemek
GANDAZ :Kekeme
GARGALAK :Selle gelen odun,dal parçaları
GARUK :Toprak set,mısır sapı
GARAMUK .İçi boş, hastalıklı fındık
GARIMAK :Değirmen taşının dişlerinin düzleşmesi.’’bizim demen daşı garımış’’
GARİGEN :Bir çeşit ağaç,dişbudak
GALAŞ :
GAŞ .Uçurum
GANTAR : Ağırlı ölçüsü,’amcamın 20 gantar fıdığı olur’’
GATIK :Ayran
GASIT :Kasten
GASITTAN :Yalandan
GAVSUL :Fındığın kabuklu hali
GAYBANA :İstenmeyen,kötü,yakışıksız
GAYGANA .Tuzlu hamsi ve unla yapılan yemek
GATIROTU :Bir çeşit bitki,kaktüs
GAVUNÇ : Cinsel organın darbe sonucu şişmesi
GAVUNÇ OLMAK :Beklemekten sıkılmak
GAYTARMAK : Sıvışmak,kaçmak
GIRMAK :Koparmak,üzmek
GAZEL .Kuru ağaç yaprağı
GARABAZAR :Aşağı yukarı,eh işte o kadar
GARPIŞMAK : Oynaşmak,güreşmek
GELEK :Yaprak
GECİN :Fasulye dış kabuğu,samanı
GEÇEK :Merdiven
GELBERİ :Tırmık
GENDEME :Kalın çekilmiş mısır
GELDER : Ağaçtan yapılmış hayvan yal kabı
GEVGENE :Bir tarafı kıllı battaniye
GENELİK :Defalık,böylelikle
GERO :Dal çekmekte kullanılan çengelli sopa. (gerevu)
GI : Kız,hanımlara hitap sözü.
GILİK :Mısır ekmeği sacında ortadaki en küçük ekmek
GIMILGIMIL .Çok yavaş,uyuz
GINDIRA: Hasır yapmada kullanılan uzun yapraklı ot
GINUK :Utanmaz,arsız
GIRBIÇ : Kurbağa
GIRNAP :Kenevirden ip
GIRAN :İki yamacın kesiştiği yerdeki düzlük
GILDIR GIBIÇ :İşe yaramayan şeyler,önemli olmayan eşya
GIRS :Cimri
GISIRUK .Kuytu,dar
GIBIÇ GEÇMEK :Denk getirememek,oyunda uska geçmek
GICIMUK OLMAK :Kızışmak,içi kaynamak
GICIRUK KAPI :Tahta ve dallardan yapılan,ses çıkaran bahçe kapısı
GILMUÇ :Küçük ağaç parçası.’’ayağıma gılmuç battı’’
GIDIK SEPET :Küçük örgü sepet
GIRKLIK .Koyun kırpma makası
GIÇMUK .Tekme,katır ve eşek için daha çok kullanılır
GIYNAK :Üzüm salkımının küçük dalları ‘’bir gıynak üzüm ver’’
GİRİNMEK :Yüklenmek,işe başlamak
GİREBİ :Ağzı düz ucu kıvrık balta
GİRİNTİ : Ağzı oarak gibi alet (kirintu)
GOLLUK :Kola ve omuza takılarak taşınan torba
GOBUZLANMAK :Övünmek,şişinmek
GODESBANA : Becerikli
GOMİT : Derede yaşayan kaya balığı
GOŞAMA :Bir avucun alabildiği kadar
GOVERMEK :Salmak,salıvermek
GOPCA :Düğme
GOT : Taneli meyve ve tahılları ölçmeye yarayan kap
GOZAK : Ham ,olmamış meyve
GORUK : İçi boş,çürük
GOPÇA .Kopça,düğme
GONDURA .Bilye oyununda bir terim
GÖĞ .Yeşil ,olmamış
GÖĞÜSLÜK :İlkokul önlüğü.
GÖĞSÜGIZIL :Serçeye benzer bir kuş
GÖGEK .Yeşil ceviz meyvesi
GÖNÜMEK :Meyvelerin çürümeden,kahverengi olup yumuşaması
GÖRGÜLÜK : İbret alınacak olay
GÖRGÜLÜK GÖRMEK : İbret alınacak şey görmek
GÖLMEÇ :Küçük su birikintisi
GUVAK : Saçtaki kepek
GUDURUK :Azgın,kudurmuş
GULUBECEK Perde ayaklı kuş (karabatak)
GURUŞGA :Maşrapa
GUŞLUK :Sabahın erken saatleri
GUYTAK :Çukur ,derin olmayan su.
GUŞANA :Kuşhane tencere
GUVALAK : Baykuş
GUVALDAMA : Topuğuna basarak,alelacele giyilen ayakkabı
GUZ :Güneşin öğleden sonra vurduğu yerler
GÜBBEK :Tombul,sevimli
GÜDÜNE :Mısırın taneleri alındıktan sonra kalan koçanı
GÜLLÜK .Eğrelti otu
GÜVENEK :İri sinek,ineklerde kan içerek beslenir
GÜBÜR :Toz kırıntı parçaları
GÜPECEK : Güp diye ses çıkararak
HABBAK : Süt veya ayrandan yemek.Bebek maması
HABU :İşte bu,aha bu.
HABULLAR : Buralar,bu yerler
HABULE : Buraya,bu tarafa ,böyle.''gel habule buyana''
HABLE GENE : Böylece
HABURA : Burası,bu yer
HAÇAN : O halde,niçin
HACCAK : Güzel,alımlı,has
HAFIRADAK : Çevik bir hareketle
HAKIRDAMAK : Gürültülü ses çıkararak öksürmek.
HARAR : Büyük sepet,şelek,sırt sepeti
HARA ,HARİYE : Nereye ''hara gidiyon''
HALİK : Parçalanmış küçük taş
HARK : Küçük hendek
HARPITMAK : Yemek yutmak,kapıp götürmek.
HARTAMA : İnce yarılmış tahta.
HARCI EKMEK : Kalitesiz undan yapılan esmer ekmek
HARCI UN . : kalitesiz un.
HASIRAMAK : Hızlı nefes almak.
HAS BATTICAN : Domates
HAS UN : Buğday unu.
HAYF : Öç.
HAYF ALMAK : Öç almak,bir olaydan ötürü karşı tarafın ezikliğinde haz duymak.(oh olsun,düştü, hayfımı aldım)
HAYSINMAK : Öykünmek, pişmanlık duymak
HAŞA : Külden süzülen sıcak suyla çamaşır haşlama.
HAŞA YAPMAK : Çamaşırı kül suyu ile haşlayıp yıkamak
HAŞİNDİ : Hemen şimdi,şu anda.
HAŞLAK : Çok iyi pişmemiş,içi çiğ kalmış.
HELLE : Undan yapılan çorba
HELBET : Elbette.
HEMENCEK : Çabucak, hemencecik
HENNÜK : Yağmurdan sonraki ıslak toprak.
HERİ : Bir edat.(ne bağıryun ula, ‘’ne bağırıcaam heri ‘’) Bazı yerlerde yavaş ,ağır anlamında da kullanılır.
HERS : Hırs,kızgınlık anı.
HERSİNİ ALMAK : Öfkesini gidermek.(U gavurun gızından ,alamadım hersimi)
HEYLEMEK : Çağırmak
HILTAK : Bol, eski.
HILTAMAK : Yaşlanmak,yıpranmak
HIRTTDAMAK : Parça parça kesmek. (yarmaçayı hırtdadı )
HIZAN : Çocuk,evlatlar
HIŞIR : Eski,çirkin
HO : Şu kişi,o
HODUL : Çalı çırpı ''git baçadan bi yük hodul al''
HOPCİN : Kara lahana,fasulye,yağ ,biberle yapılan yemek
HOĞULDAMAK : Sesli olarak nefes almak,söylenmek
HOPÇURAMAK : Atlamak ,zıplamak.
HOPCURDU:( Atladı,zıplayıp karşıya geçti.)
HOŞMAK : Fasulye ezilerek yapılan yemek.
HOZAN : Nadasa bırakılan tarla
HOŞURAN : Yapraklarından yemek yapılan bir bitki.Semizotuna benzer
HORASAN İNCİRİ : Reçel de yapılan bir cins incir
HÖLÜMEK : Islanmak,nemli hale gelmek
HÖŞÜL : Suyu alınmış meyve posası.Bulamaç
HÖTÜRDETMEK : Ses çıkararak içmek
HÖŞÜL AĞIZLI : Ağzı çirkin,salyalı kimse
HÖME DEPMEK : Üzerinde tepinmek,çiğneyip zarar vermek
HÜĞÜM : Fındık ağacı
IMIK : Kuru,soğuk olmayan
İFAK : Küçük
IFACUK : Küçücük.
IFACUK UŞAK : Küçük çocuk.
IRGAT : Fındık amelesi.
ISGAT : Ölü eşyası.
IŞGIN : Filiz
IŞIMAK : Günün ağarması.
IRIP : Tuzak
ILIMUK : Çok sıcak olmayan.''Bu gün hava ılımuk''
IRAAT : Rahat, asude
IRGALAMAK : Sallamak, sarsmak
İÇERİ : Evin içi,mutfak
İÇLİK : İç gömleği
İFACUK : Küçük
İFACUK UŞAK : Küçük çocuk
İŞLİK : Mintan, gömlek
İDARE LAMBASI : Gaz lambası
İLEKİ GÜN : Bir gün önce,dün.. (ileek gün burdaydi )
İLİSTİR : Süzgeç, delikli bakır kap
İMECİ : İmece
İLKİ : Küçük sürgün bitki,fındık fidesi,ağaç filizleri.
İSİİN : Hüseyin..
İSGEMBİ : İskemle
İT : Köpek