![]()
Mustafa ARSLAN
cakircvs@hotmail.com
Görelece (Yöre Ağzı)
06/01/2012 24 Eylül 2009, -ALIINTI-SAYIN Şahin UZUN BEY'E TEŞEKKÜRLER Daha önceki yazılarımda Görele ağzı üzerine 1974 yılında yaptığım İstanbul Üniversitesi Ed.Fak.Türkoloji bölümü bitirme tezimden söz etmiş ve güncelleyerek yeniden yayınlayacağımı bildirmiştim. Bu çalışmalarımın sona yaklaştığını ve bitirmek üzere olduğumu söyleyebilirim. Kitabın adı: Görele ağzı ,metinler,derlemeler, gramer ve sözlük’tür. B u çalışmalarımın, yayınlanmadan önce bazı bölümlerini tartışmayı ve eklemek istenilen, unuttuğum ,bilmediğim bazı sözcükleri de sizlerden öğrenebileceğimi düşündüm. Bir tane bile yeni sözcük bulursam sevineceğim. Kalıcı ve önemli olması için önerileriniz ve eklemeleriniz çok yararlı olacaktır. Aşağıdaki satırlarda ''GÖRELE AĞZI SÖZLÜĞÜ' nün A ‘ dan G ye kadar başlayan sözcüklerini göreceksiniz. Sözcüklerin farklı anlamlarına ve bu harfler ile kullanılan ve burada unutulmuş, ya da bilemediğim sözcükler için ilavelerinizi bekliyorum. Görele ağzı ile ilgili kitabımın gecikmesinin bir nedeninin de transkripsiyon (ÇEVİRİYAZI) işaretlerinin basımındaki güçlükler olduğunu da belirtirim.. Yöremize has ses ve anlatım özelliklerinin yazıya dökülmesi için mevcut alfabemiz yeterli değil. Örneğin e harfi normal ve kapalı e olarak iki şekilde kullanılıyor. Nazal ne denilen n harfinin Görele ağzındaki söylenişini yazıya aktarmak normal alfabe ile olanaksız. Bu yüzden transkıripsiyon harflerine ihtiyaç var. Eleştiri ve önerilerinizi bekliyorum. Ayrıca burada yazılan sözcükler kitaplaşırken özel işaretlerle söylendiği gibi yazılmaya ve ağızda kullanılan şekilde okunması için gayret gösterileceğine de dikkatinizi çekerim. AGA :Küçük kardeş veya kardeş.Sevgi belirtmek için de kullanılır. ABA :Abla,yada kendinden büyük bayana söylenen hitap sözcüğü. ABA-ZIPKA :Bir çeşit mahalli giysi.Zıpkanın pantolonu, baldırlar geniş dizden aşağısı dardır. ACA : Acaba! ACCUK :Azıcık,çok az. ABUL,ABRUL :Nisan AFGURMAK : İstenmeyen şekilde bağırmak,beğenilmeyen sözlere karşılık hayvan sesi nitelemesi yapmak. ‘’AFGURMA,FENA YAPARIM’’ AFUR :Ahır,hayvan barınağı. AĞAZA GİTMEK :Geceleyin lüks lambası ve CEMEK denilen aletle çıkılan balık avı. AĞILTI :Sulandırılmış ayran. AHACUK :İşte,burada... AĞDA Pekmezin üzerinde biriken sarı ile kahve rengi arası tabaka.Özellikle dut pekmezinde olur. ALAF :Sık örtülü bitki yaprakları . ''Al eline girebi ,kalk gidelim alafa'' Hayvanlara yedirmek için kesilen yeşil yapraklı küçük dallar. ALAMUK :Bunaltıcı sıcak hava.Genellikle nemin az olduğu ,Güneşin kapalı olduğu havalar için söylenir. ALAVUZ :Yılışık,sözden anlamayan,arsız. ALIŞMAK :Tutuşmak,alev alev yanmak. ''Ali amcanın sapotluğu alışmış,...'' ALDAŞ :Şaşırtmak,çalımlamak,yanıltmak. ANDAL :Bataklık,bulanık gölcük.''Andalda çok sazan balığı varmış.'' ANDIR :Hoş olmayan,sevilmeyen ya da istenmeyen şeyler için söylenir. ''Andır galsın sevdalık''. ANNAK :Görülebilen uzakça yer. ANNAKLAMAK :Yüksekçe bir yerden çevreyi kolaçan etmek.''Git bir annakla bakiim aşamahallede kimse varmı'' ANUK :Nane ARDAF : Terbiyesi,eğitimi olmayan,yüzsüz kimse. ARI : (ilk a uzun) Yön belirtir.’’gırandan aarı ‘’ ARUK :Beyazlamış,rengi solmuş. AŞGANA .Mutfak. AŞAK :Yün eğirmede kullanılan EĞERCEK'in alt kısmındaki yuvarlak parça.bk.''.Domuzaşağı.'' ARDİYE :Sonuncu,özellikle çocuk oyunlarında '' sen sift ben ardiye '' şeklinde kullanılırdı. ATDAMAK : Sık bitkilerin ve özellikle fındık ocaklarının ayıklanması işi.(AYIKLAMAK) ATBİBERİ : Bir çeşit yeşil ot.Özellikle dere kenarlarında yetişir. ATİŞLİK :Mutfakta ateş yanan yer,ocak başı. AVU : Orman gülü bitkisi.Görele civarında geniş bir yörede yetişir,odunluk olarak da değerlidir.Avu ve Saravu adlı iki çeşidi sık görülür. AVUZ :İnek doğurduktan sonraki bir kaç gün içindeki sütten yapılan pelte. AŞAM :Akşam. AŞAMCAK :Akşam olduğu zaman. ''aşamcak camide görüşelim''' AYAMAK :Fidanları budayıp düzetmek,ayırmak. AYDAŞ :Küçük çocuklara tacizde bulunan yaşlı kişi AYAMA AD .Takma ad. BAĞA :Bana ‘’orağı bağa ver’’ BAĞLAK :Kara denizde eğimli arazilerde ,araziyi düzeltmek için yapıla küçük setler. BALDIRAN :Ağaçlık yerlerin altlarında yetişen ve sapları pişirilerek yenen bir bitki. BANDIK : Mısır tarlalarında mısırların diplerinde yetişen yeşil ot.Yemeği de yapılır. BAZLAMA :Buğday unundan Sac üstünde yapılan bir çeşit çörek. BAÇA : Fındık bahçesi. BASUK :Kısa boylu,cüce. Genellikle kısa bolu topluca hanımlara ,olumsuz sözler söylenirken kullanılır. BAYAK :Demin,biraz önce. BANIM :Bir parça ekmekle yenilecek kadar. BAKIRAÇ : Bakırdan veya alüminyumdan yoğurt kabı. BARABELLÜ Parapellum,tabanca. BATMAN : Ağırlık ölçüsü. BEK :Hızlı ,sert,katı. BEKİTMEK .Hızlıca vurmak.''kafasına odunu bekittim'' BELERTMEK :Gözünü irice açmak,sevimsizce bakmak. BEZENE :Bezelye. BERİNNEMEK :Uykudan irkilerek uyanmak.''yaylanın çimeninde oturdum serinnedim.Bayan geçti yanımdan uykuda berinnedim.'' BILDIR :Geçen yıl. BIZIK : Koşma,sıçrama. BIZIKLAMAK : Sıçrayarak koşmak.Özellikle baharda otlamaya çıkan genç danalar bızıklayarak koşar. BİLE : Birlikte BİLECAN :Falcı,kayıp bilen ,geleceği bildiği söylenen. BİLLEMEK : Biriktirmek,bir araya getirmek. BİLEKİ :Ekmek kabı,mısır ekmeği pişirilen içi oyuk taş. BOSTAN :Hıyar,salatalık. BOĞUSAK : Çiftleşmek isteyen hayvan. BÖĞÜLCE .Börülce,fasulye. BÖCÜK :Böcek. BOKUÇ :Küçük,yuvarlak taşlarla oynana oyun. BÖÖN :.Bugün BUCAKLIK :Mutfak,yemek yapılan yer. BUN :Sıkıntı BUYMAK .Üşümek BÜRÜNCEK .Baş örtüsü. BOYUNA .Sürekli,devamlı CAMADAN : Yün ve kıldan dokunan desenli sırt çantası CAPLAMA : Bahçe kenarlarına yapılan ağaçtan engel. Genellikle yarılmış ağaç kullanılır. CAHT ETMEK : Bir konuda sonuna kadar direnip,yapmak. CAMIŞIĞI :Camlı gaz lambası. CAYDAK :Çıplak,örtüsüz. CANAK :Sağanak yağmur CECİM : Kilim CERLEMEK :Bağırmak,azarlamak CEMEK : Geceleri derede balık avlamak için yapılmış alet.uzun bir sopanın ucunda ağzı çatallı bir alet CEMBER .Baş örtüsü.Keşan’ın altına giyilir. CEMİLE .Camdan bilye. CENNİK :Yayla olmayan,yerleşim yeri. ‘’yayla ,cennik bir oldu’’ CIDIK :Kuş avlamak için yapılan tuzak CIBACI Ot yatağa doldurulan kuru ve küçük otlar. CIFDIR : Becerikli CIBBAN : Alkış CIBARTMAK :Kesilmiş ağaç dallarının küçük yan dallarını tek tek kesmek. CIBARTDAMAK :Bahçelerdeki zararlı ve lüzumsuz bitkileri ayıklamak. CIMBIŞ :Eğlenceli CIRITTA : Kızgın yağda pişirilen hamur tatlısı CIRMAK Pençe CINGAN .Çingene CIVIZ : Oyunbozan CIBIL : Derin olmayan su,dibi görünen CIYMUK :Çatal CİCİK : Meme CİNİBİZ :Kurnaz,üçkağıtcı COLAP :Üzüm,dut gibi meyvelerin haşlanmış posası. CÖBRE : Colap’ın süzülmüşü CUHAR :Fındık zamanı görülen humma gibi bir hastalık. CUKHARLAMAK : İshal ve ateşle hasta olmak. CÜCÜK : Yavru kuş veya kümes hayvanı ÇABULA :Bir çeşit ayakkabı ÇANGAL :Özellikle fasulyeye dikilen uzun sopa. ÇAYTAK :Aksayarak yürüyen ÇARA : Döllenme zamanı hayvandan gelen sıvı. ÇATMA :Ahşap evlerde iki odayı ayırmak ta kullanılan tahta perde ÇAKAL YAĞMURU :İnce ince yağan yağmur. ÇAKILDAK :Dere kenarında ufak taşlar..Olmamış meyve için de kullanılır ÇARUK :Çarık ÇALPAMAK :Çalkalamak,karışmasını sağlamak. ÇATMAK :Kavga etmek için,laf söylemek. ÇAŞU :Çarşı ÇARPI :Özellikle ceviz dökmeye yarayan uzun sopa ÇAVMAK :Güneş doğmak ÇEBİÇ : Küçük keçi ÇEÇ :Kabuğundan soyulmuş fındık ÇEKMEN :Başa takılan üstlük.’’yağmur yağıyu ,yağmur.Al başına çekmeni’’ ÇEF :Bir çeşit bodur bitki ÇELLEMEK .Üşümek ÇENTİ :Küçük bez çanta ÇENCİK :Kapı mandalı ÇENTEMEK :Yontmak ÇIRAKMAN : Yarmaçaların korunması için yapılan yığın,üzerine lamba konulan tabla. ÇIKMAĞINA GETİRMEK : Denk getirmek.’’çıkmana getürdü,avladı’’ ÇINGIL :Bir cins erik ÇIĞIRMAK : Bağırıp feryat etmek. ÇIRTLIK KUŞU .Serçeye benzer küçük kuş ÇIRPMAK .Budamak ÇITLAK : Ateş parçası.kor ÇITIRUK :Bir cins ağaç ÇITIL : Kurumuş,karışmış bitki örtüsü.Dolaşmış ip ÇILPAN : Şamar,tokat ÇİT :Ev önündeki tarla ÇIRNIK :Küçük boyda kayık ÇINAMAK : Çiğnemek ÇORT :Dikenlik ÇOMURTMAK :Koparıp sıkmak ÇÖĞÜR .Mısır sapı ÇÖTÜRE : Sepet ÇUL TAKMAK .Oyunda el kazanmak ÇÖPÜR :.Keçi kılından yapılan çorap,torba ÇÖTEN :Örülmüş çubuktan mısır deposu,dereye yapılan balık tuzağı ÇÖTÜRE .Sepet cinsi ÇOTANAK : Birkaçı bir arada fındık (topur) ÇINAMAK :Çiğnemek ,üzerine basıp ezmek.’’Çocuğu araba çığnamış’’ ÇI-ÇI ÇIIRMAK : Avaz avaz bağırmak DALDA :Yağmurdan korunmalı yer. DARI :Mısır DALAMAK : Köpekleri avlarını parçalamaya alıştırmak.Bir anda ısırıp kaçmak. DASTAR :Bir cins dokuma yer örtüsü.Kilim DADDUK :Tatlı,şekerli DAVUN :Veba. ‘’Davun ye’’,diyerek azarlama anlamında da kullanılır. DAYANÇI Payanda,destek DEBERTMEK :Karıştırmak. DEĞMEN :Değirmen. DEPEBIZIK .Takla DEPÜK :Islak olmayan,temiz yer. DEYDAA :İşte orda. (deyha) DEKMÜK :Tekme. DIBIÇ : Meyvenin sap kısmı. Kıç .Ayrıca hakaret sözü olarak ta kullanılır.’’dıbıç ağızlı’’ DIGIL :Yavaşça DIGILLAMA :Bilye oyununda eğimden istifade yavaşça yuvarlama. DINGIL :Bir sapa bağlı ve sallanan eşya ya da bitki. DIRMAÇ :Yün ve kıldan yapılan ve yük taşımakta kullanılan genişçe ip. DIBIR :Kıç DIVILDAK :Küçük yuvarlak meyve veya yumru sebze. ‘’elmalar dıvıldak’’ DİBEK :Bulgur yapılan içi oyuk taş. DİBLE :Çeşitli sebzelerden yapılan yöresel yemek DİM :Bir çeşit bilye oyunu DİKİN :Fındık fidesi DİZLİK :Don DİŞE : Değirmen taşının çentikleri DİŞEMEK .Değirmen taşını çekiçle çentikli hale getirmek. ‘’değirmen döne döne ,yidiya dişesini ‘’ DİNELMEK .Ayağa kalkmak DOBİÇ :Kısa boylu şişman DOMAL .Barbunyaya benzer fasulye DOMUZAŞAĞI :Kökleri zehirli ve yuvarlak bir bitki.Bazen balık avlamakta kullanılır DONAM :Balıkçılıkta takım DOMBAK .Kestane.Kaba içi boş DOZİRİK :Cevizin içi oyularak yapılan fırıldak DÖŞEME :.Bir cins lahana yemeği DÖNDERME : .Hamsi ve fasulyenin tavada mısırla yapılan kızartması DÖNEK :.Derelerde özellikle derin yerlerde suyun anafor yaptığı yer DÜDEK .Olgunlaşmamış meyve.Meyveleri patlangaçta kullanılan bitki DÜVE :Genç inek EBRÜK : Yıpranmış EBRÜMEK :Yıpranmak,eskimek EĞEN :Gövde,Üst -baş EBE :Büyük anne,nine.Doğum yaptıran kadın ECÜNNÜ .Cin EGEZLENMEK .Gırgıra alınmak EĞERCEK :Yün eğirme aleti EKENEK :Ekilecek,ekilmeye elverişli yer,tarla EKMEK ETMEK .Ekmek yapmak ELAVI : Çıplak elle yapılan balık avı ELAVINA :El yordamı ile EMEN .Kale,nokta. ‘’Haşim ! emeni bekle’’ ELMEK :Bir elin aldığı kadar,tutam ENEKE Oyunda kullanılan bir terim. ESSAH : Sahi,gerçek EHEM :Küs olunan kişi EME :Ama ERİNMEK :Canı yapmak istememek. EVMEK :Acele etmek. EŞGÜN :Yaşlı,kart EŞMEK :Kazmak EŞÜN : Mısır ekmeğini çevirmede kullanılan saplı alet EVCÜK :Çocuk oyununda ev EVZA :Kibrit EYLENMEK : Mola vermek. ‘’bıraz elen ,yoruldum’’. Y harfi belli belirsiz söylenir. EYVERMEK :Çağırmaya karşılık,sesle yanıt vermek. ‘’çariim çaariim,bi eyvermiyu’’ FAŞIRTI .Su sesine benzer ses,parazit FAKIRTI : Gürültü FAKIFAKI : Kaynayan suyun sesi FASIRATMAK .Sokmak,delmeye uğraşmak FERİK :Genç tavuk FERİK ELMASI :Bir cins elma FER :Işık FEŞEL :Yaramaz,afacan FIRAKLI :Çubuktan örülen engel,korumalık FİNNURİ :Camsız petrol lambası FIŞIRTMAK .Fırlatmak,uzağa atmak FIŞGI : Bok,dışkı FİDİL .Küçük fidan,lambanın fitili FİLİSBİT :Ağzına kadar dolu (çuval,şelek) FOLTAK .Gevşek,bol FÖSÜK :Konuşurken anlaşılmayan kimse,bozuk konuşma FODUL :Dik kafalı,itirazcı FOL :Yumurtanın kümeste sürekli duranı GABALAK :Bir cins geniş yapraklı ot GABAN :Taşlı topraklı,bayır tarla GABARTDAK .Yeşil düdek halinde incir. GABİYET :Kabahat,suç GALEMLİK : Baca GALUK .Evde kalmış GAKMAK :Kalkmak GAMİT .Olumsuzluk anlatan takma ad GAMBALAK :İri toprak veya taş parçası GAMBAK :Çıplak,kel ‘’gambak gafalı adam’’ GANDAK : Özensiz dikiş,teğel GANDAKLAMAK .Tutturmak,teğellemek GANDAZ :Kekeme GARGALAK :Selle gelen odun,dal parçaları GARUK :Toprak set,mısır sapı GARAMUK .İçi boş, hastalıklı fındık GARIMAK :Değirmen taşının dişlerinin düzleşmesi.’’bizim demen daşı garımış’’ GARİGEN :Bir çeşit ağaç,dişbudak GALAŞ : GAŞ .Uçurum GANTAR : Ağırlı ölçüsü,’amcamın 20 gantar fıdığı olur’’ GATIK :Ayran GASIT :Kasten GASITTAN :Yalandan GAVSUL :Fındığın kabuklu hali GAYBANA :İstenmeyen,kötü,yakışıksız GAYGANA .Tuzlu hamsi ve unla yapılan yemek GATIROTU :Bir çeşit bitki,kaktüs GAVUNÇ : Cinsel organın darbe sonucu şişmesi GAVUNÇ OLMAK :Beklemekten sıkılmak GAYTARMAK : Sıvışmak,kaçmak GIRMAK :Koparmak,üzmek GAZEL .Kuru ağaç yaprağı GARABAZAR :Aşağı yukarı,eh işte o kadar GARPIŞMAK : Oynaşmak,güreşmek GELEK :Yaprak GECİN :Fasulye dış kabuğu,samanı GEÇEK :Merdiven GELBERİ :Tırmık GENDEME :Kalın çekilmiş mısır GELDER : Ağaçtan yapılmış hayvan yal kabı GEVGENE :Bir tarafı kıllı battaniye GENELİK :Defalık,böylelikle GERO :Dal çekmekte kullanılan çengelli sopa. (gerevu) GI : Kız,hanımlara hitap sözü. GILİK :Mısır ekmeği sacında ortadaki en küçük ekmek GIMILGIMIL .Çok yavaş,uyuz GINDIRA: Hasır yapmada kullanılan uzun yapraklı ot GINUK :Utanmaz,arsız GIRBIÇ : Kurbağa GIRNAP :Kenevirden ip GIRAN :İki yamacın kesiştiği yerdeki düzlük GILDIR GIBIÇ :İşe yaramayan şeyler,önemli olmayan eşya GIRS :Cimri GISIRUK .Kuytu,dar GIBIÇ GEÇMEK :Denk getirememek,oyunda uska geçmek GICIMUK OLMAK :Kızışmak,içi kaynamak GICIRUK KAPI :Tahta ve dallardan yapılan,ses çıkaran bahçe kapısı GILMUÇ :Küçük ağaç parçası.’’ayağıma gılmuç battı’’ GIDIK SEPET :Küçük örgü sepet GIRKLIK .Koyun kırpma makası GIÇMUK .Tekme,katır ve eşek için daha çok kullanılır GIYNAK :Üzüm salkımının küçük dalları ‘’bir gıynak üzüm ver’’ GİRİNMEK :Yüklenmek,işe başlamak GİREBİ :Ağzı düz ucu kıvrık balta GİRİNTİ : Ağzı oarak gibi alet (kirintu) GOLLUK :Kola ve omuza takılarak taşınan torba GOBUZLANMAK :Övünmek,şişinmek GODESBANA : Becerikli GOMİT : Derede yaşayan kaya balığı GOŞAMA :Bir avucun alabildiği kadar GOVERMEK :Salmak,salıvermek GOPCA :Düğme GOT : Taneli meyve ve tahılları ölçmeye yarayan kap GOZAK : Ham ,olmamış meyve GORUK : İçi boş,çürük GOPÇA .Kopça,düğme GONDURA .Bilye oyununda bir terim GÖĞ .Yeşil ,olmamış GÖĞÜSLÜK :İlkokul önlüğü. GÖĞSÜGIZIL :Serçeye benzer bir kuş GÖGEK .Yeşil ceviz meyvesi GÖNÜMEK :Meyvelerin çürümeden,kahverengi olup yumuşaması GÖRGÜLÜK : İbret alınacak olay GÖRGÜLÜK GÖRMEK : İbret alınacak şey görmek GÖLMEÇ :Küçük su birikintisi GUVAK : Saçtaki kepek GUDURUK :Azgın,kudurmuş GULUBECEK Perde ayaklı kuş (karabatak) GURUŞGA :Maşrapa GUŞLUK :Sabahın erken saatleri GUYTAK :Çukur ,derin olmayan su. GUŞANA :Kuşhane tencere GUVALAK : Baykuş GUVALDAMA : Topuğuna basarak,alelacele giyilen ayakkabı GUZ :Güneşin öğleden sonra vurduğu yerler GÜBBEK :Tombul,sevimli GÜDÜNE :Mısırın taneleri alındıktan sonra kalan koçanı GÜLLÜK .Eğrelti otu GÜVENEK :İri sinek,ineklerde kan içerek beslenir GÜBÜR :Toz kırıntı parçaları GÜPECEK : Güp diye ses çıkararak HABBAK : Süt veya ayrandan yemek.Bebek maması HABU :İşte bu,aha bu. HABULLAR : Buralar,bu yerler HABULE : Buraya,bu tarafa ,böyle.''gel habule buyana'' HABLE GENE : Böylece HABURA : Burası,bu yer HAÇAN : O halde,niçin HACCAK : Güzel,alımlı,has HAFIRADAK : Çevik bir hareketle HAKIRDAMAK : Gürültülü ses çıkararak öksürmek. HARAR : Büyük sepet,şelek,sırt sepeti HARA ,HARİYE : Nereye ''hara gidiyon'' HALİK : Parçalanmış küçük taş HARK : Küçük hendek HARPITMAK : Yemek yutmak,kapıp götürmek. HARTAMA : İnce yarılmış tahta. HARCI EKMEK : Kalitesiz undan yapılan esmer ekmek HARCI UN . : kalitesiz un. HASIRAMAK : Hızlı nefes almak. HAS BATTICAN : Domates HAS UN : Buğday unu. HAYF : Öç. HAYF ALMAK : Öç almak,bir olaydan ötürü karşı tarafın ezikliğinde haz duymak.(oh olsun,düştü, hayfımı aldım) HAYSINMAK : Öykünmek, pişmanlık duymak HAŞA : Külden süzülen sıcak suyla çamaşır haşlama. HAŞA YAPMAK : Çamaşırı kül suyu ile haşlayıp yıkamak HAŞİNDİ : Hemen şimdi,şu anda. HAŞLAK : Çok iyi pişmemiş,içi çiğ kalmış. HELLE : Undan yapılan çorba HELBET : Elbette. HEMENCEK : Çabucak, hemencecik HENNÜK : Yağmurdan sonraki ıslak toprak. HERİ : Bir edat.(ne bağıryun ula, ‘’ne bağırıcaam heri ‘’) Bazı yerlerde yavaş ,ağır anlamında da kullanılır. HERS : Hırs,kızgınlık anı. HERSİNİ ALMAK : Öfkesini gidermek.(U gavurun gızından ,alamadım hersimi) HEYLEMEK : Çağırmak HILTAK : Bol, eski. HILTAMAK : Yaşlanmak,yıpranmak HIRTTDAMAK : Parça parça kesmek. (yarmaçayı hırtdadı ) HIZAN : Çocuk,evlatlar HIŞIR : Eski,çirkin HO : Şu kişi,o HODUL : Çalı çırpı ''git baçadan bi yük hodul al'' HOPCİN : Kara lahana,fasulye,yağ ,biberle yapılan yemek HOĞULDAMAK : Sesli olarak nefes almak,söylenmek HOPÇURAMAK : Atlamak ,zıplamak. HOPCURDU:( Atladı,zıplayıp karşıya geçti.) HOŞMAK : Fasulye ezilerek yapılan yemek. HOZAN : Nadasa bırakılan tarla HOŞURAN : Yapraklarından yemek yapılan bir bitki.Semizotuna benzer HORASAN İNCİRİ : Reçel de yapılan bir cins incir HÖLÜMEK : Islanmak,nemli hale gelmek HÖŞÜL : Suyu alınmış meyve posası.Bulamaç HÖTÜRDETMEK : Ses çıkararak içmek HÖŞÜL AĞIZLI : Ağzı çirkin,salyalı kimse HÖME DEPMEK : Üzerinde tepinmek,çiğneyip zarar vermek HÜĞÜM : Fındık ağacı IMIK : Kuru,soğuk olmayan İFAK : Küçük IFACUK : Küçücük. IFACUK UŞAK : Küçük çocuk. IRGAT : Fındık amelesi. ISGAT : Ölü eşyası. IŞGIN : Filiz IŞIMAK : Günün ağarması. IRIP : Tuzak ILIMUK : Çok sıcak olmayan.''Bu gün hava ılımuk'' IRAAT : Rahat, asude IRGALAMAK : Sallamak, sarsmak İÇERİ : Evin içi,mutfak İÇLİK : İç gömleği İFACUK : Küçük İFACUK UŞAK : Küçük çocuk İŞLİK : Mintan, gömlek İDARE LAMBASI : Gaz lambası İLEKİ GÜN : Bir gün önce,dün.. (ileek gün burdaydi ) İLİSTİR : Süzgeç, delikli bakır kap İMECİ : İmece İLKİ : Küçük sürgün bitki,fındık fidesi,ağaç filizleri. İSİİN : Hüseyin.. İSGEMBİ : İskemle İT : Köpek KARAMUK : Bozuk fındık KAKMUK : İterek yumruk atmak KAKMUKLAMAK : İtelemek,dürtmek. KAKMAK : İnek ve öküz için;toslamak ''alinin ineği çok kakıcı '' KAMİT : Kurumuş KAMİDİ ÇIKMIŞ : İyice kurumuş,kambur adam KANCIK :Dişi .. KANCIK KÖPEK . Dişi köpek. KARŞILAMA : Bir çeşit oyun. (Görele karşılaması ) KATIK: Ayran KAYNARI : Hoşnutsuzluk sözü ( 2.a uzun söylenir) KEÇEMEN : Kertenkele KELÇÜK : Meyvenin yenilmeyen orta kısmı,ve soyulan kabuğu,artıkları KELEM : Karalahananın sap kısmı.Soyulup yenilebilir KELEK : İneklerin boynuna takılan zil. KELKAÇAN . Serçeye benzer, başı iki renkli kuş KEFLENMEK : Kirlenmek,pislenmek KEFLÜ : Pasaklı, kirli,adi KEF : Kir KERME . Hayvan gübresi, tezek KEMSÜK : Haşlanmış mısır sapı. KERMELİK : Ahırın yakınındaki hayvan dışkılarının biriktirildiği yer KENEF : Hela KELİF : Derme çatma baraka.''yaylanın kelifini '' KELTEK : Eskimiş,yıpranmış KEME : Büyük fare KERTMEK : Keserek çentikli hale getirmek. KERKMEK : Vücudun alt kısmını öne geriye sallamak. (argo) KEPELEK : Kelebek. KESEK : Küçük odun ve çalı parçaları. ''daş kesek ne varsa sübürdü '' KESİTMEK : Dedikodusunu yapmak,hakkında yerici sözler söylemek KEŞAN : Baş örtüsü üzerine kullanılan üstlük KEŞÜL : Hayvan yalı KEYFANI : Yaşlı,bilge kadın KESİK : S üt yoğurt kesiği KEŞİK : Sıra ''bekledim baa keşik gelmedi '' KITIRMAK : Kıtır ekmek KİRBİT : Kibrit KİRİNTU : Ağzı uzunca bir orak KİRİZMA : Toprağı derince eşeleyip,ayrıklardan temizleme. KİDDİK SABUN : İyice ufalmış,artık sabun KONUŞUK : Konuşularak anlaşılan söz,çözüm KÖSMÜK : İzmarit sigara KÖSTÜRE : Kesici aletleri bilemeye yarayan ,elle çevrilen bileği taşı düzeneği KÖSMELİK : Ahırlarda hayvan gübresinin dışarı atıldığı küçük delik KÖTEK : Sopa,dayak atma.( bi kötek yemesi lazım ki akıllansın ) KOTMAK : Lastikten astarsız ayakkabı KÜPÜÇ : Kısa boylu,şişman kimse ( kübüç ) KÜRÜL : Bir çeşit bezelye KÜLEK : Tahtadan yapılmış yoğurt,süt kap KÜRÜMEK : Karları çatılardan kürekle atmak LÖK : Çamur halinde ,sıvılaşmış . LÖNGÖZ : Deniz ve derelerde derin kuyular,su çevirisi LAPÇIN : Lastik ayakkabı LENGER : Saplı büyük kap,kova LIĞ : Selin,akarsuyun getirdiği ince çamur LAGUT : İp sarılan sopa LAGAT : Bir çeşit tabanca(nagant) MADA : İstek,iştah ‘’madam yok ‘’ MAHNA,MANA : Kusur,kabahatli bulma isteği ‘’bana mana bulma ‘’ MANGUŞ : İriyarı,şişman kadın MAMAK : Ekmek,çocuk maması MAAZU : Eve yakın direkli kiler MEEL : Kazma,geniş ağızlı çapa (meğel) MEH : Al,buyur MERÜLCEN : Filizlerinden yemek yapılan bir diken. (merevcen)(MERUCAN) MEŞEBE : Maşrapa MEMİŞHANE : Hela, tuvalet MIRAS : Taştan elle yapılan bilye MIYMIY : Sünepe,ağır MISGIÇ : Cimri MİNTAN : Gömlek MUDARA : Zayıf, cansız,işe yaramaz MÜKKEM : Sağlam,kuvvetli MİLE : Bilye NARDEK . Üzüm suyundan içecek NAMAZLIK : Bir çeşit baş örtüsü NAH : Al,işte NEBRİ : Başka dinden çocuk NENE : Nine,anne NEZÜK : Taze ,filiz halinde,bitki yaprağı.( pancar da çok nezükmüş) OBUZ : Bol su akan dere,özellikle derin yarıklar için söylenir OCAKLIK : Görele evlerinde mutfağın ateş ayana kısmı OHA : Yavaş ,inekleri sakinleştirmek için ‘’ oooha gızım ,ooha ‘’ denilir. OKARI : Yukarı,üst taraf. OTLUK : Sebzelerden yapılan bir yemek (dible) OTLUK : Kışa saklamak için bir direğin etrafına sarılmış mısır yığını OLDURUK : Filiz,yeni büyüyen yeşil dallar,sürgün OMUZLUK : Su değirmeninde suların fışkırdığı yer,çatının orta direğine eğik olarak çakılan direkler OYNAŞ : Sevgili,hafif kadın OTLUK SEPETİ : Küçük şelek ORA : Orası ,sözcüğü ÖĞÜRSEK : Çiftleşmek isteyen inek.Argoda azgın kadın için kullanılır ÖĞÜR ALMAK : İneklerin çiftleşme yaşına gelmesi ‘’bizim düve öğür aldı’’ ÖĞMEÇ : Üstüne yağ sürülmüş sıcak ekmek ÖĞÜLMEK : Sürülmek ( üzerime leke öğülmüş ) ÖSE : Ucu yanmış dal,sopa ÖĞÜPSIKMAK : Yalap Çalap yıkayıp sıkmak,alelacele yıkamak ÖTÜRÜK : İ shal olmuş hayvan ÖVEÇ : İki yaşında erkek koyun ÖZGER : Rüzgar ÖZ : Sepet ve şelek yapımında kullanılan çatma çubukları PAKLA : Fasulye PALÇIK : Balçık PALAN : Eşya PALAK : Yavru . AYU PALAĞI : Ayı yavrusu. PAĞAÇ : Tuzsuz ve mayasız hamurdan yapılıp ,kızgın külde pişirilen ekmek PALDIR : Gelişigüzel büyümüş bitki örtüsü PALDIR VURMAK : Gelişi güzel büyüyen bitkileri kesmek. PANTUL : Pantolon. PASA : Devamlı,sürekli PATUÇ : Yerleri silmede kullanılan bez parçası PATOZ : Fındık kabuğu soymaya yarar alet. PATLANGUÇ : Patlangaç ,oyuncak PANCAR : Kara lahana PALTANGURBAĞA : Büyük kurbağa PAVLİKA : Fabrika PELİT : Meşe PELİT DÜDEĞİ : Meşe palamudu PENE : Büyük tekne PEŞKİR : Havlu PEŞKO : Soba PEZÜK : Pazı PEŞTAMAL,PEŞTEMBAL : Ön eteklik,yandan üste bağlanır PIDDAK : Patlayan mısır PIDDAK GİBİ : Besili,çok güzel PIRTI : Eskimeye yüz tutmuş giyim eşyası,kumaş PİSİK : Kedi POĞOL : H aşlanmış veya kızartılmış koçanlı taze mısır PUR : Sert ve taşlı toprak PÜRÇEK : Fındık veya mısır püskülü RAHMET : Yağmur SABİ : Bebek,zavallı küçük çocuk SAPLİYE : Metal küçük kepçe SAC : Üzerinde mısır ekmeği pişirilen dışbükey, yuvarlak alet SACAYAK : Ateş üzerine konan üç bacaklı demir alet (saciyek) SACEKMEĞİ : Sac üzerinde pişen ekmek SADIR : İdrar,çiş SAKIRTTDAK : Kene SALDUÇ : Sağdıç SALIKETMEK : Yol göstermek,yollamak SAMAKSA : Üzüm suyu ile yapılan yemek SAPLIK : Kazma ,balta gibi aletlerin ağaç kısmı. Argoda duyarsız insanlar için de kullanılır. SARICALI : Sarıca arı,eşek arısı SASUK : Tatsız ,tuzsuz SAY : Kaya,tamamen kayalık zemin SAYFAN : Fındık harmanına yapılan derme çatma kulübe,çardak (SAYVAN ) SAVAK : Suyun önüne yapılan set,değirmen suyunu başka yöne çevirmek için oluk önüne konulan tahta SAVAK SAVMAK: Suyun yönünü değiştirip,balık tutmak SAVAKBAŞI : Suyun oluğa girdiği yer SAVAKTAHTASI: Suyun yolunu değiştiren tahtadan alet SAVACAK : Savak tahtasının başka adı SAZAK : Ahırların önünde biriken idrarlı su,çamurlu su SEERTMEK : Koşmak ,fırlamak SEERT : Koş (emir sözü) SEF : Yanlış SEF DİİN : Yanlışlıkla. SEFİTMEK : Yanılmak,şaşırmak ‘’sefittim yahu ‘’ SERGEN : Sebze meyve kurutmak için çubuklardan örülmüş yer SERGEN AÇMAK : Olgun dutları dökerken altına tente açmak SERPGEN : Yağmurun rastgele yer değiştirerek yağması SERT : Evlerde oturulan sedir. SELİNTİ . Sel sularının sürüklediği çer çöp SEKMEN : Alçak ayaklı arkalığı olmayan iskemle. SIÇAN : Küçük fare SISGA : Tohumluk küçük soğan SİCİM : İplik SIYPUK : Kafayı yemiş,dağıtmış SIYPITMAK : Kafayı yemek,anlamsız işler yapmak SİFDİYE : İlk olarak,birinci SİMELEK : Çok ağır hareket eden,uyuz kimse SİN : Mezar SİNİ : Sofra SİNENMEK : Saklanmak,gizlenmek SOĞULMAK : Sütten kesilmek (inekler için ) SOYKA : Gereksiz,kötü SÖKÜTMEK : Çıkarmak,soymak SÜVE : Söve,kapı sövesi. SU DÖKÜNMEK : İşemek SULUK : Erkek hayvanın yumurtalık dışındaki torba.( eskiden suluktan top yapılırdı ) SUSAK : Su kabağı,içi boş kabak SÜMSÜK : Arsız, kirlenmiş, uyuz,gördüğünü isteyen ŞAPŞAK : Su içmede kullanılan tahta kepçe,tas ŞALAK : Hıyarın geçkini,tohumluk hıyar ŞELEK : Sırtta taşınan örgü sepet ŞELLUME . Çok süslü kadın,biraz da pasaklı ŞENNİK : Evin önündeki bahçe,sebze bahçesi ŞILDİRİK : Yeşil bitki kabuğundan yapılan düdük ŞIMA : Beton yer,beton duvar ŞİŞEK : Bir iki yaşında dişi koyun TAFLAN : Karadeniz de yaygın olan meyve,karayemiş. TAFLU : Besili,tavlı TAFLANMAK : Gelişmek,şişmanlamak TAKAÇ : Kavgacı,hır çıkaran TAKİLDİK : Bayramlarda kurulan salıncak TAM : Evlere yakın,içine eşya konulan küçük yapı TARAN : Derelerde ,derin yerlerde balıkların gizlendiği oyuk TAYLA : Ekin ekilen yer,tarla TEKÜLLÜ : Sevgili,flört edilen kişi TEMRU : Bir çeşit deri hastalığı,temriye TERÇİMEK : Eriyip sulanmak,ıslanmak TEKELCEK : Tekerlek. TEKLEME : İçinde tek fındık olan kapsüllü fındık TEK DURAN YERDE : Durup dururken,hiç sebep yokken TELESİMEK : Susamak . ( u gün çok telesidim ) TENTEŞ : Birbirine benzeyen,akran TEREK : Mutfak rafı TEVEK : Asma dalı,asmanın gövdesi TEVEKKEL : Deli gibi,aklı az.saf TESBERMEK : İyice pişmeden kuruyup kıvrılmak.’’ekmek tesberdi,uyisun bacı’’ TEYİN : Sincap. TIFIL : Ufak tefek,küçük TIKIL : Un çorbası içindeki yumrular TIRMIT : Ormanlarda ,bitki diplerinde yetişen sarıya çalan mantar TIĞBIZDIN : Çevik atak,çok hızlı koşan TIMAN : Don, iç çamaşırı. TİKE . Parça TİNGİLDEMEK : Yerinde duramamak,işkillenmek TİNGİLDEK : Yerinde duramayan,arsızlık yapan,oynak. TİNGİLTİNGİL : Yavaş yavaş,uyuz uyuz TİRKİ : Hamur teknesi TİREKİ : Tiryaki TİLİ : Aşırı derecede titiz,seçici TİVSİ : Balık yavrusu TOKALAK : Yumru,yeni kazılmış,dağılmamış toprak parçaları TOPUR : Çotanak,birkaç tanesi bir arada meyve TOHTAMAK : Durmak,beklemek,sakinleşmek TOHTAMIŞ : Sakinleşmiş TOKUL : Yuvarlak hamur parçası TOKLU : Altı aylıkla bir yaş arası kuzu TORSUMA : Hırpalanma,küflenme TOSBAĞA : Kirpi,büyük kurbağa TOSARMAK : Şişinip kabarmak. TÖNGEL : Muşmula TÖMBELEK : Küçük davul ,ramazanda gece insanları uyandırmak için tömbelek çalınırdı. TÖMBELEK ÇALMAK : Küçük davul çalmak .. TÖSTÖMBELEK : Bir çeşit diken meyvesi,mervecen dikeninin kırmızı meyvesi TÜLLÜ : Türlü,çeşitli TUMAN : Don,şalvar TULUK : Yanak. (tuluğundan bir kesme aldım ) TÜLERMEK : Kuş yavrusu ve kümes hayvanları için tüylerin sıklaşması,çoğalması TÜNEK : Tavukların tünediği yer ( tüneklik ) TÜMSEK : Yükseklik,kasis TUMBA : Plastikten bidon UÇKUR : Don lastiği,don bağı ULUK : Salak ,tembel.. UMSUNMAK : Ümitlenmek,bir şey beklemek UNLAMA : Küçük parçalar halinde doğranan kara lahananın mısır unu ile yapılan yemeği (unnama ) USLU : İleri gelen yaşta,söz dinleyen UYRA : Ruya ÜRKMEK : Toprak için (kaymak,akmak) ÜRKÜNTÜ : Ürken toprak ve kaya parçalarının yığını ÜĞÜRMEK : Havlamak ÜZMEK : Koparmak,ayırmak ÜZÜM AYI : Ekim,kasım ayları karımı bir tarihe gelen ay. ÜTMEK : Soymak,kazançlı oyunda kazanmak, VARA : Var ya. VELET : Çocuk VELED-İ ZİNA : Yaramaz,ahlaksız,anası babası belirsiz YAĞLIK : Önlük,peçete YAFIRATMAK : Sürterek sokmak YAĞLAÇ : Pekmez ve unla yapılan bulamaç yemek (yağlaş ) YALCAK : Yal kabı YAL : Hayvan yemeği YALAMAÇ : Karışık hayvan yemeği YALAMAÇ AĞIZLI : Ağzı burnu karışmış.kirli YALLAMAK : Yal vermek,hayvanı doyurmak YALAVU : Alev YAMA : Az topraklı , eğimli bahçe YANGABİZ : Topallayarak yürüyen,aksak YARMAÇA : Kütüklerin yarılıp parçalanması ile edinilen odun YAMALIK : Kesilip parçalanmış bez parçaları YAMALAK : İşte öylesine,eksik YAMSUK : Eğri ,yamulmuş. YAZMAK : Sermek YANLIK . Evin yanındaki ya da içindeki kiler. YAVUK : içi boş,dişi olmayarak bozuk konuşan YAVCUNMAK : Heveslenmek YAVŞU : Hayvanlara verilen bir çeşit yeşil ot. YAZLIK . Bir çeşit spor ayakkabı. YEYKİN : Kızılağaç YENİ : Bir dahaki sene YEPELEK : Ses çıkararak kargaları kaçıran korkuluk YEYKAMAK : Yıkamak YEYKANMIŞ : Yıkanmış,temizlenmiş YİĞDİN : Bir çeşit bitki;ısırgan yakan yerimize sürülünce iyi gelir,denir YEĞNİK . Hafif YEYGÜ : Kurtulmuş,biriktirilmiş otlardan hayvan yemi YOLA DÖNMEK : Yola koyulmak YOLU ELE ALMAK : Yola koyularak yürümek YOLANMAK : Yuvarlanmak, YÖMLEMEK : Teyellemek,düzensizce dikmek YÖMLÜ : Düzensiz dikili YEHETMEK : Ünleyip yola koymak YUNCAK : Kirli,yıkanacak YUNUK : Yıkanmış,temiz. YUFKA : Derin olmayan ( yuka ) YÜZLEMEK : Yorgana kılıf geçirmek YÜLEMEK : Ucunu sivriltmek;kazma için,ağız kısmını kızgın ateşte düzeltmek ZABACCAK : Yarın,yarın sabah ZAVIRTLAK : Olgunlaşmamış sert meyve ‘’zavırtdak gibi elma’’ ZEET : Az sonra,birazdan ZEETTEN : Birazdan ZEKLENMEK : Taklit etmek,alay etmek ZIBIÇ : Meyve ve sebzenin sapı ZIPCUK : Kızıl ağacın sürgünlerinin yeşil saplarından yapılan düdük ZIPKA : Paçası dar pantolon ZIRITTA : Kızgın yağda pişen ve üstüne şeker dökülerek yenilen çörek ZUMBUK : Yumruk ZIBARMAK : Ölmek,uyumak,sesi kesilmek ZILDIRZIP : İkide bir ZIGAR : Sigara ŞAHİN UZUN (Yukarıda yazılan sözcükler kaynak gösterilmeden alıntılanamaz,kullanılamaz,emeğe saygılı olmayı rica ediyorum) YAZILAN SÖZCÜKLER TRANSKRİPSİYON HARFLERİYLE YAZILAMADIĞI İÇİN TELEFFUZLARI İYİ ANLAŞILAMIYOR.KİTAPLAŞIRKEN İŞARETLER DE KONULARAK YAYINLANACAKTIR,ZATEN YÖREMİZDEKİ OKUYUCULARI SÖZCÜĞÜ GÖRÜNCE ÖZGÜN SÖYLENİŞİNİ DE ANIMSAYACAKTIR.KATKILARINIZ İÇİN ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLERİMLE. sahin@uzun.nam |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Değinimler-Devinimler - 06/01/2012 |
Son günlerimiz oldukça yoğun geçiyor. Avrupa kupası maçları başladı, büyük bir heyecanla devam ediyor. Karnelerimizi aldık ve tatile girdik. Düğünler başladı...vs. vbg. |