Mustafa ARSLAN
cakircvs@hotmail.com
Değinimler-Devinimler
06/01/2012 Değinimler-Devinimler Son günlerimiz oldukça yoğun geçiyor. Avrupa kupası maçları başladı, büyük bir heyecanla devam ediyor. Karnelerimizi aldık ve tatile girdik. Düğünler başladı. Memleket ziyaretleri ve tatil heyecanı sürüyor. Dernek açılış ve gezileri oldukça yoğun. Hava sıcaklıkları arttı. Dernekler kongrelerini bitirdiler. Piknikler, şölenler, günler yapılıyor. ……………………………. Peki biz neler
yapıyoruz? Monoton, süregelen hayatımızı sadece devam ettirebilme kaygusunda mıyız? Yoksa; biz de bu tür etkinliklerin kıyısından-köşesinden yakalamış mıyız? Günlük programımızı iş-ev-tv üçgeni arasına mı kurduk yalnızca..! Bayanlar kadın programları ve sonu gelmeyen dizilerle mi vakit öldürüyor? Erkekler ise işleri varsa iş dönüşü kahvehaneye uğrayıp bir-iki el oyun, sonra da iki tek yuvarlama mı yapıyorlar? Öğrenciler nasıl olsa tatildeyiz! Diye her şeye boş vermiş, facebook, twitter vb. şeylerle beyinlerini meşgul ediyorlar. Zaten bir sanal oyuna takıldınız mı bir türlü sonu gelmiyor. Bir bakıyorsunuz gününüz akşam olmuş ve hiçbir şey yapmamışsınız. Bu ömür içinde nelere
zaman ayırmalı, hayatı nasıl dolu-dolu yaşamalı? Günlük gereksinimlerimizin hazırlanması zaten epeyce bir zamanımızı bizden alıyor. Geriye kalan zamanımızı da sosyal ihtiyaçlarımıza ayırmalıyız doğal olarak. En çok internet kullanan ülkelerden birisiyiz. Ancak, bu kullanımın zamanlamalarını iyi belirlemeliyiz. Dost ve yakınlarımızla haberleşip hal-hatır sormak bunlardan bence önde geleni olmalı. Dünya haberlerine de zaman ayırmalı, yerel ve yurt haberlerine de. Ayrıca olaylar hakkında yorumlarımız varsa kısa ve öz olarak eklemeliyiz. Bunları yaparken hem manevi duygularımızın beslenmesini hem de beynimizi, vücudumuzu dinlendiren etkinlikleri(müzik-resim,spor,gezi..vb.)de bir kenara bırakmamalıyız. ……………………………. Elbette kendimiz ilk plandayız ve de öyle düşünmekte haklıyız. Çünkü bu hayat bizim hayatımız. Ancak çevremizde olup bitenleri de görmemezlikten gelemeyiz. Dünya nereye koşuyor? Yakınlarımız, dostlarımız, çevremiz ne ile meşgul bunun takipçisi olmalıyız. Ülkemizde ne gibi gelişmeler yaşanıyor, bizim bunlara yapabileceğimiz etki ve katkı nedir? Hepsini, evet hepsini bir potada eritip yoğurmak, yaşadığımızın farkına varmak için gereklidir. Son olarak; Acaba yaşamın neresindeyiz? Hayat ufkumuza hangi pencereden bakıyoruz? Her şeyiyle
kendimizin olan hayatımızı gerektiği gibi yaşamakta mıyız? ‘’Bu soruların cevabını inanın ben bile kendime veremiyorum…’’ Sağlıcakla, hoşça ve dostça kalın.
Bir Önceki Yazı Derleme-Deyimler DEYİMLERİM
Güzel
Türkçemizde kimi deyimler vardır . BURNUNUN UCUNU GÖRMEMEK, ATTIĞI TAŞ BAŞ YARMAK, AĞZINDAN ÇIKANI KULAĞI
DUYMAMAK, KULAĞINA KÜPE OLMAK… gibi. Buna benzer benim de yaşantımdan kalan
kırıntılarda yakaladığım Kendime has deyimlerim var .
onları sizlerle paylaşayım dedim. Kelcun
iti gibi gezmek,.. gezmediği avu
dibi kalmamak… ,itlenipdurmak… ,fıraklıyı görmeyip pancarı görmek,… ip ıymak,…
dokuz gıran gezmek,… eğşün ağızlı olmak, girebi saplığı gibi incelmek…,
ot yiyip yaprak saçmak…, gıldırgıbıç işlerle uğraşmak…, caminin avlusuna
pislemek…, bilecenlikte üstüne olmamak…, çitgötünü boylamak... kan sülüğü gibi
yapışmak…, elin cücüğünü horoz görmek…, horozlanıp durmak…, gelin ocağa ocak
bucağa geçmek…,cibilliyetsiz olmak…, gıvırtıp durmak…, lafı gevelemek…, bir batman
kahve ile yanına varılmamak…,ağzında eski çarık ıslanmamak…, tekeltüsmek gitmek.., kavgasız aşı,
ağrısız başı olmak…, pılını pırtısını toplamak…, başından def olmak,
kıblesi belli olmamak…, başı beyni fenikmek…, baştan beyinden olmak…,
süğsüklenip durmak…, imamın kayığına binmek…, lafı ağzına dıkmak…, ağzında
gıtmug olmak…, başını çorta bürümek…, taşın büyüğünü tapmak…, başından galezesi
eksik olmamak…., eşeğim kancık dememek…, hop demeden hopcuramak…, şey olmuş
çebiç gibi gezmek…,şeyine çarpıyla çıkılmamak…, tapuyu tapu gibi okumak…, lafın
çürüğünü dememek…, kuşu kaçırmak…, şeyi
sesten almamak.., .ötüne güvenek konmak…, değirmenin domuzluğuna sokmak…,değirmeni
sel alıp çakıldağını aramak…, itin .ötüne sokmak…, elin ektiğini biçmek…, sakar
inek gibi tanınmak…, topal keçi gibi öne geçmek.., eşeğin sözüne inanmak,.. laf
beli kırmak…, bulanık suda balık avlamak…, karanlıkta ıslık çalmak.., baştan
beyinden olmak.., hop demeden hopcuramak…,
Değerli dostlarım benim yazılarım
sizlere biraz ağır geldi galiba. Biraz da sizi eğlendireyim,
güldüreyim dedim. İnşallah yüzünüz hep güler. Yüzünüzden tebessüm, dilinizden
bal eksik olmasın. İyi ki varsınız. Sağlıcakla eylicekle kalın.
cakircvs@hotmail.com
Mustafa ARSLAN
Saygılarımla. Mustafa ARSLAN-Eğitimci | |
Yorumlar | |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın | |
Yazarın diğer yazıları | |
Görelece (Yöre Ağzı) - 06/01/2012 | |
Yöre Sözlüğü | |